Alkol, sigara, cola ve şişmanlık bir arada olursa ne olur?
Çabuk ölmenin sırrı; hareketsiz yaşam, yanlış beslenme, aşırı kilo, sigara, alkol ve stres; kaçınılmaz son, kalp krizi (enfarktüs) ve diğer hastalıklar, Sonuç : ÖLÜM … Alkol, sigara ve aşırı yemek yeme alışkanlıklarının ortak özelliği, insan sağlığına zarar vermeleri ve kolayca alışılıp zor vazgeçilebilir olmalarıdır.
Bu tür alışkanlıkları ortadan kaldırmak amacıyla bir çok yöntem, diyet, ilaç ve teoriler geliştirilmiş, ancak bunların hiçbiri beklenen sonuçların elde edilmesini sağlayamamıştır. Bu sağlıksız alışkanlıklardan vazgeçebilmek, ancak kişinin kesin kararlılığı, Hedefe Uyumluluk Teorisi ile genel anlamda inanmakla doğru orantılıdır.
Alkol kullanımı, gerek doğrudan etkileri, gerekse sindirim sisteminde ortaya çıkardığı bozukluklar sebebiyle, beslenme problemlerine yol açmakta, merkezi sinir sistemi ve beyin üzerinde depresyon etkisi yaratmaktadır. Alkol bağımlılığı çok geniş kapsamlı bir konu olup, bu konuda sadece şişmanlık üzerine olan etkileri için söylemlerde bulunmak daha doğru olacaktır.
Alkol; hiçbir besleyici değeri olmayan, kalori değeri ise son derece yüksek bir içecektir. 1 gram alkolde 7 kalori vardır. 70 ccl’lik bir büyük rakının kalori değeri 2.200 civarındadır. Bu rakam ortalama olarak kişinin bir günlük kalori ihtiyacına karşılık gelir.
Alkol, vücuda girdiğinde hızla yakılır, enerjiye dönüşür, bu yönüyle şekere benzer. Alkol yakarak enerji sağlayan bünyenin, artık karbonhidrat ve yağları yakarak enerji üretimine ihtiyacı kalmaz ve bunlar depolara kaldırılır. Alkolden alınan kalori dolaylı olarak yağ birikimine yol açarken sağlık zararları bedene yalnızca yük olur..
Sağlığa olan zararları ve bağımlılık yönü bir kenara bırakılırsa alkol; günlük yaşam şeklimiz içinde önemli bir yer tutmamalıdır. Alkol bağımlılığı ile ilgili yapılan toplantılarda, eğer bağımlılık seviyesinde alkolik değilseniz, tanımınız sosyal içici olacaktır. İş dolayısı ile katıldığınız yemekler, özel günleri ifade eden toplantılar, yılbaşı geceleri gibi alkollü içeceklerin yoğun tüketildiği ortamlar, hayatınızda çok fazla yer kaplamıyorsa, sosyal içici olarak kalmanız daha kolay olacaktır. Bu durumda; eğer hayatınızdaki alkol tüketimi sosyal içici seviyesinde kalmış ve bunu başarabilmiş iseniz, kilonuzu korumaya, ya da ideal kilonuza inmeye çalışıyorsanız, hayatınızdan tümden çıkaramasanız da azaltmanızda fayda olacaktır.
Alkolün bağımlılığa neden olması, sağlığa zararlı olması ve boş kalori dediğimiz aşırı kalori yüklemesi dışında, en büyük zararlarından bir tanesi de psikolojik olarak yarattığı etkidir. Alkol aldığımız zamanlar beynimiz, düşüncelerimiz, kişiliğimiz ve irademiz üzerindeki etkiyi azaltırız. Kendimizden uzaklaşmaya başlarız. Eğer keyifli bir ortamda tüketiyorsak, bu abartılı çoşku ile, hedeflerimize ulaştıracak yoldan sapmamız çok kolaylaşır. Eğer, daha kötüsü zaten moral olarak kendimizi iyi hissetmiyor ve üstüne bir de alkol alıyorsak, kaybettiğimiz sadece kendi üzerimizdeki kontrolümüz olmaz. Önce moral bozukluğumuz umutsuzluğa, umutsuzluk kendimize olan güvenimizi yitirmemize, kendimize olan güvenimizi yitirmemiz de depresyona yol açar.
Ve çoşku ile alkol aldığımız günlerin aksine, ertesi gün sadece bir baş ağrısı değil, birkaç gün belki de haftalarca sürecek bir depresyon içinde bulabiliriz kendimizi. Kendi vücumuz üzerinde, beynimiz üzerinde mutlak bir kontrol sağlamak istiyorsak bunun tehlikeli ve hiçbir faydası olmayan alkol gibi bir maddenin kontrolüne geçmesine izin vermemeliyiz.
Sigara; bildik bütün sağlık risklerinin yanında, vücut metabolizmasındaki etkilerine bağlı olarak bağımlılık yapıcı bir maddedir. Kişi sigara içerken daha zayıf olduğunu, sigarayı bıraktığında şişmanladığını söyler. Sigarayı bırakanlardaki şişmanlama nedenlerinden biri, metabolik hızın içtiği döneme göre kısmen geçici sürelerde yavaşlaması olsa da en büyük etken, belirli bir süre sürekli sigara arayan kişinin, sigara içmediği zaman bir şeyler atıştırma ihtiyacında olmasıdır. Sigarayı bırakan çoğu kimse, geçici bir dönem daha fazla yemek yeme eğilimindedir. Bundan dolayı fazla kilolu kişilerin sigarayı bırakmak için, önce ideal kilolarına ulaşmaları ve daha sonra bu öldürücü sonuçlar doğuran tehlikeli bağımlılıkla savaşmaları daha doğru olacaktır.
Sigara da, tıpkı alkol gibi fiziksel etkiler ve bağımlılık yapma özelliğinin dışında, psikolojimizi derinden etkileyen bir alışkanlıktır. Şişmanlık ve sigara gerek öldürücü olmaları gerekse yaygınlık anlamında dünya sıralamasında ilk iki sırayı paylaşmaktadır. Ve ne yazık ki dünya pazarında da en karlı sektörler olarak gene ilk sıralardadırlar. Eğer hem kilolu, hem de sigara kullanan bir bireyseniz, geç kalmadan ikisi ile de mücadele etme zamanı gelmiş demektir.
Colalı, gazlı içecekler ise; içerdiği yüksek asit düzeyi, şeker (1 litrede yaklaşık 20-32 kesme şeker) ve kafein gibi, insan vücuduna zarar veren birçok maddeyi içeriğinde bulundurmasına rağmen, vazgeçilemeyen ve yeri doldurulamayan, besleyici değeri sıfır, kalori değeri yüksek, ve en önemlisi de sizi devamlı aç hissettiren, midenizde kazınma hissine yol açan içeceklerdendir.
1893’de Coca Cola markasıyla başlayıp, Pepsi Cola ve diğer ürünlerle devam eden kolalı içecekler, 1950’li yıllardan sonra açılan Fast-Food restoranlarının vazgeçilmez tamamlayıcısı olmuştur. Hazır besin sorununa hızlı ve standart mönülerle çözüm getiren fast- food restoranlarının, 1955’lerde zincir halinde dünyada hızla büyümesi, insanlarda şişmanlama riskini ve oranını da aynı ölçüde yükseltmiştir.
Ülkemizde 1986’lı yıllardan sonra MC Donald’s, Burger King, Kentucky Fried Chicken gibi Amerikan markalarla başlayıp, Wimpy gibi İngiliz ve Tivoli gibi Türk markalarla devam eden Fast-Food restoranlarının da hızla büyüyüp yayılması; kızartmaya dayanan pişirme yöntemleri, bol miktarda kalori ve yağ içeriği, Türk’lerin de şişmanlama riskini ve oranını aynı ölçüde arttırmıştır.
Hergün Dünyada 40 milyon insanın, sadece bir Marka Fast-Food restoranlarında yemek yemesi, yani yılda yaklaşık 14.6 milyar kişinin bu Marka hamburgeri yemesi, ayrıca sadece bu restoranlarda yılda, 78 milyon 201 bin litre cola tüketilmesi, dünyamızın bu günkü gidişatını ve şişmanlama nedenlerinin en büyüğünü açıkça yansıtmaktadır.
Son 10 yılda, light ürünlerin gıda sektöründe büyük yer tutması ile birlikte, gazlı içecek üreticileri de bu konuya el atmaya karar verdiler. Yüksek kalori değeri taşıyan içeceklerini, aspartam gibi tatlandırıcılar ile üreterek, şişmanlamaya engel olduklarını duyurmaya başladılar. Bu kadar çok ve yaygın tüketilen bir ürünün light olması, elbette ki tüketiciyi, yani bizleri cezbetti. Her şeyi kalori değeri olarak ölçen bir sistem içerisinde, ekstra kalori almayacağımıza gore bu tip içecekleri tüketmekten kaçınmamıza gerek yok diye düşünmeye başladık.
Ama bu düşüncelerimizde çok önemli bir şeyi gözardı ettik. Besleyici değeri olmayan yapay tatlandırıcılarla lezzet katılmış tüm ürünlerde olduğu gibi Diet Cola türü içecekler de sürekli açlık hissini körükleyen gıdalardır. Gerçekten de, bu tip içecekleri çok fazla tüketen insanların, yoğun olarak hissetiği şey, sürekli bir açlık halidir. Devamlı mide kazınması ve bir şeyler atıştırma hissi yaratır. Kilo vermek için hislerimizin kontrolünü sağlamaya çalışırken, bu tip içeceklerden olabildiğince uzak durmalıyız.
Gıda ve içecekleri tercih ederken, kalori değerlerinden çok, son aldığımız içeriklerin beyin üzerindeki kimyasal etkisinden dolayı bize ne hissettirdiğine kulak vermeli, alışkanlıklarımızı ona göre şekillendirmeli ve sağlıklı tercihlerde bulunmalıyız.
Colalı içeceklerle ilgili, bağımlılık yapma özelliklerinin de olduğu yönünde, bir çok spekülasyon vardır. Bunlarda ki gerçek payını bilmemiz mümkün değil. Ama hayatımızın vazgeçilmezlerinden olduklarını da sanmıyorum. Ruhen gerekli tatmini elde edip, sadece ihtiyacımız kadar ve besleyici değerleri yüksek gıdalarla yaşamaya başladığımızda bu tip uyarıcılara ihtiyacımız kalmayacaktır.
Bizim ilk hedefimiz benimsediğimiz doğrularımız içerisinde sağlıklı ve ideal bir yaşama sahip olmak ise, bağımlılık yapıcı maddeler sektöründe tüketici konumunda yerimiz olmamalıdır.
Unutmayın;
“Bazı insanları her zaman, bütün insanları da bazen kandırabilirsiniz; ama bütün insanları her zaman kandıramazsınız.’’ LİNCOLN
Çabuk ölmenin sırrı; hareketsiz yaşam, yanlış beslenme, aşırı kilo, sigara, alkol ve stres; kaçınılmaz son, kalp krizi (enfarktüs) ve diğer hastalıklar, Sonuç : ÖLÜM … Alkol, sigara ve aşırı yemek yeme alışkanlıklarının ortak özelliği, insan sağlığına zarar vermeleri ve kolayca alışılıp zor vazgeçilebilir olmalarıdır.
Bu tür alışkanlıkları ortadan kaldırmak amacıyla bir çok yöntem, diyet, ilaç ve teoriler geliştirilmiş, ancak bunların hiçbiri beklenen sonuçların elde edilmesini sağlayamamıştır. Bu sağlıksız alışkanlıklardan vazgeçebilmek, ancak kişinin kesin kararlılığı, Hedefe Uyumluluk Teorisi ile genel anlamda inanmakla doğru orantılıdır.
Alkol kullanımı, gerek doğrudan etkileri, gerekse sindirim sisteminde ortaya çıkardığı bozukluklar sebebiyle, beslenme problemlerine yol açmakta, merkezi sinir sistemi ve beyin üzerinde depresyon etkisi yaratmaktadır. Alkol bağımlılığı çok geniş kapsamlı bir konu olup, bu konuda sadece şişmanlık üzerine olan etkileri için söylemlerde bulunmak daha doğru olacaktır.
Alkol; hiçbir besleyici değeri olmayan, kalori değeri ise son derece yüksek bir içecektir. 1 gram alkolde 7 kalori vardır. 70 ccl’lik bir büyük rakının kalori değeri 2.200 civarındadır. Bu rakam ortalama olarak kişinin bir günlük kalori ihtiyacına karşılık gelir.
Alkol, vücuda girdiğinde hızla yakılır, enerjiye dönüşür, bu yönüyle şekere benzer. Alkol yakarak enerji sağlayan bünyenin, artık karbonhidrat ve yağları yakarak enerji üretimine ihtiyacı kalmaz ve bunlar depolara kaldırılır. Alkolden alınan kalori dolaylı olarak yağ birikimine yol açarken sağlık zararları bedene yalnızca yük olur..
Sağlığa olan zararları ve bağımlılık yönü bir kenara bırakılırsa alkol; günlük yaşam şeklimiz içinde önemli bir yer tutmamalıdır. Alkol bağımlılığı ile ilgili yapılan toplantılarda, eğer bağımlılık seviyesinde alkolik değilseniz, tanımınız sosyal içici olacaktır. İş dolayısı ile katıldığınız yemekler, özel günleri ifade eden toplantılar, yılbaşı geceleri gibi alkollü içeceklerin yoğun tüketildiği ortamlar, hayatınızda çok fazla yer kaplamıyorsa, sosyal içici olarak kalmanız daha kolay olacaktır. Bu durumda; eğer hayatınızdaki alkol tüketimi sosyal içici seviyesinde kalmış ve bunu başarabilmiş iseniz, kilonuzu korumaya, ya da ideal kilonuza inmeye çalışıyorsanız, hayatınızdan tümden çıkaramasanız da azaltmanızda fayda olacaktır.
Alkolün bağımlılığa neden olması, sağlığa zararlı olması ve boş kalori dediğimiz aşırı kalori yüklemesi dışında, en büyük zararlarından bir tanesi de psikolojik olarak yarattığı etkidir. Alkol aldığımız zamanlar beynimiz, düşüncelerimiz, kişiliğimiz ve irademiz üzerindeki etkiyi azaltırız. Kendimizden uzaklaşmaya başlarız. Eğer keyifli bir ortamda tüketiyorsak, bu abartılı çoşku ile, hedeflerimize ulaştıracak yoldan sapmamız çok kolaylaşır. Eğer, daha kötüsü zaten moral olarak kendimizi iyi hissetmiyor ve üstüne bir de alkol alıyorsak, kaybettiğimiz sadece kendi üzerimizdeki kontrolümüz olmaz. Önce moral bozukluğumuz umutsuzluğa, umutsuzluk kendimize olan güvenimizi yitirmemize, kendimize olan güvenimizi yitirmemiz de depresyona yol açar.
Ve çoşku ile alkol aldığımız günlerin aksine, ertesi gün sadece bir baş ağrısı değil, birkaç gün belki de haftalarca sürecek bir depresyon içinde bulabiliriz kendimizi. Kendi vücumuz üzerinde, beynimiz üzerinde mutlak bir kontrol sağlamak istiyorsak bunun tehlikeli ve hiçbir faydası olmayan alkol gibi bir maddenin kontrolüne geçmesine izin vermemeliyiz.
Sigara; bildik bütün sağlık risklerinin yanında, vücut metabolizmasındaki etkilerine bağlı olarak bağımlılık yapıcı bir maddedir. Kişi sigara içerken daha zayıf olduğunu, sigarayı bıraktığında şişmanladığını söyler. Sigarayı bırakanlardaki şişmanlama nedenlerinden biri, metabolik hızın içtiği döneme göre kısmen geçici sürelerde yavaşlaması olsa da en büyük etken, belirli bir süre sürekli sigara arayan kişinin, sigara içmediği zaman bir şeyler atıştırma ihtiyacında olmasıdır. Sigarayı bırakan çoğu kimse, geçici bir dönem daha fazla yemek yeme eğilimindedir. Bundan dolayı fazla kilolu kişilerin sigarayı bırakmak için, önce ideal kilolarına ulaşmaları ve daha sonra bu öldürücü sonuçlar doğuran tehlikeli bağımlılıkla savaşmaları daha doğru olacaktır.
Sigara da, tıpkı alkol gibi fiziksel etkiler ve bağımlılık yapma özelliğinin dışında, psikolojimizi derinden etkileyen bir alışkanlıktır. Şişmanlık ve sigara gerek öldürücü olmaları gerekse yaygınlık anlamında dünya sıralamasında ilk iki sırayı paylaşmaktadır. Ve ne yazık ki dünya pazarında da en karlı sektörler olarak gene ilk sıralardadırlar. Eğer hem kilolu, hem de sigara kullanan bir bireyseniz, geç kalmadan ikisi ile de mücadele etme zamanı gelmiş demektir.
Colalı, gazlı içecekler ise; içerdiği yüksek asit düzeyi, şeker (1 litrede yaklaşık 20-32 kesme şeker) ve kafein gibi, insan vücuduna zarar veren birçok maddeyi içeriğinde bulundurmasına rağmen, vazgeçilemeyen ve yeri doldurulamayan, besleyici değeri sıfır, kalori değeri yüksek, ve en önemlisi de sizi devamlı aç hissettiren, midenizde kazınma hissine yol açan içeceklerdendir.
1893’de Coca Cola markasıyla başlayıp, Pepsi Cola ve diğer ürünlerle devam eden kolalı içecekler, 1950’li yıllardan sonra açılan Fast-Food restoranlarının vazgeçilmez tamamlayıcısı olmuştur. Hazır besin sorununa hızlı ve standart mönülerle çözüm getiren fast- food restoranlarının, 1955’lerde zincir halinde dünyada hızla büyümesi, insanlarda şişmanlama riskini ve oranını da aynı ölçüde yükseltmiştir.
Ülkemizde 1986’lı yıllardan sonra MC Donald’s, Burger King, Kentucky Fried Chicken gibi Amerikan markalarla başlayıp, Wimpy gibi İngiliz ve Tivoli gibi Türk markalarla devam eden Fast-Food restoranlarının da hızla büyüyüp yayılması; kızartmaya dayanan pişirme yöntemleri, bol miktarda kalori ve yağ içeriği, Türk’lerin de şişmanlama riskini ve oranını aynı ölçüde arttırmıştır.
Hergün Dünyada 40 milyon insanın, sadece bir Marka Fast-Food restoranlarında yemek yemesi, yani yılda yaklaşık 14.6 milyar kişinin bu Marka hamburgeri yemesi, ayrıca sadece bu restoranlarda yılda, 78 milyon 201 bin litre cola tüketilmesi, dünyamızın bu günkü gidişatını ve şişmanlama nedenlerinin en büyüğünü açıkça yansıtmaktadır.
Son 10 yılda, light ürünlerin gıda sektöründe büyük yer tutması ile birlikte, gazlı içecek üreticileri de bu konuya el atmaya karar verdiler. Yüksek kalori değeri taşıyan içeceklerini, aspartam gibi tatlandırıcılar ile üreterek, şişmanlamaya engel olduklarını duyurmaya başladılar. Bu kadar çok ve yaygın tüketilen bir ürünün light olması, elbette ki tüketiciyi, yani bizleri cezbetti. Her şeyi kalori değeri olarak ölçen bir sistem içerisinde, ekstra kalori almayacağımıza gore bu tip içecekleri tüketmekten kaçınmamıza gerek yok diye düşünmeye başladık.
Ama bu düşüncelerimizde çok önemli bir şeyi gözardı ettik. Besleyici değeri olmayan yapay tatlandırıcılarla lezzet katılmış tüm ürünlerde olduğu gibi Diet Cola türü içecekler de sürekli açlık hissini körükleyen gıdalardır. Gerçekten de, bu tip içecekleri çok fazla tüketen insanların, yoğun olarak hissetiği şey, sürekli bir açlık halidir. Devamlı mide kazınması ve bir şeyler atıştırma hissi yaratır. Kilo vermek için hislerimizin kontrolünü sağlamaya çalışırken, bu tip içeceklerden olabildiğince uzak durmalıyız.
Gıda ve içecekleri tercih ederken, kalori değerlerinden çok, son aldığımız içeriklerin beyin üzerindeki kimyasal etkisinden dolayı bize ne hissettirdiğine kulak vermeli, alışkanlıklarımızı ona göre şekillendirmeli ve sağlıklı tercihlerde bulunmalıyız.
Colalı içeceklerle ilgili, bağımlılık yapma özelliklerinin de olduğu yönünde, bir çok spekülasyon vardır. Bunlarda ki gerçek payını bilmemiz mümkün değil. Ama hayatımızın vazgeçilmezlerinden olduklarını da sanmıyorum. Ruhen gerekli tatmini elde edip, sadece ihtiyacımız kadar ve besleyici değerleri yüksek gıdalarla yaşamaya başladığımızda bu tip uyarıcılara ihtiyacımız kalmayacaktır.
Bizim ilk hedefimiz benimsediğimiz doğrularımız içerisinde sağlıklı ve ideal bir yaşama sahip olmak ise, bağımlılık yapıcı maddeler sektöründe tüketici konumunda yerimiz olmamalıdır.
Unutmayın;
“Bazı insanları her zaman, bütün insanları da bazen kandırabilirsiniz; ama bütün insanları her zaman kandıramazsınız.’’ LİNCOLN
1 yorum:
Cola'lı içeceklerden ziyade bence obezitenin sebepleri arasında gittikçe hareketsizleşen yaşam tarzımız ve fast food tarzı besinlere karşı artan eğilimimiz yeralıyor. Tabii ki oturup günde beş litre cola için demiyorum ama bilinçli ve abartısız miktarlarda tüketildiğinde colanın obeziteye sebep olacağını sanmıyorum
Yorum Gönder